Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arzu Fırat Ersoy, muhabirlere, Doğu Karadeniz’in heyelanlar, seller ve taşkınlarla vakit zaman anıldığını, üniversite olarak araştırma merkezleri sayesinde bu gelişmelere yönelik çalışmalar yaptıklarını belirtti.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün kısa mühlet evvel Türkiye’nin kuraklık datalarını açıkladığını anımsatan Ersoy, bölgede 2022 ve 2023 Ocak aylarında mevsim normallerine uymayan günlerin yaşandığını kaydetti.
Ersoy, bölgede yağışların süratle azaldığına dikkati çekerek, “Buna bağlı olarak da yüzey sularımız azalacak. Bunun tesirini tahminen birkaç yıl sonra yer altı sularında göreceğiz. Yer altı sularının en büyük beslenme kaynağı yağıştır. Yağışın azalması da yer altı sularını etkileyecektir. Münasebetiyle bugün değil tahminen ancak birkaç yıl sonra yer altı suyu kitlelerimizde değerli ölçüde düşme bekliyoruz.” diye konuştu.
Ülke genelinde barajlardaki doluluk düzeyinin azalmasına değinen Ersoy, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Yağışsızlığın bu formda devam edebileceğini düşünürsek ki öngörüler bu halde, önümüzde bizi kurak bir yaz bekliyor. Doğu Karadeniz bölgesinde bizler içme sularımızı derelerde bulunan kuyulardan yahut yüzey sularının biriktirilmesiyle elde edilmiş göletlerden sağlıyoruz. Yüzey sularındaki bu azalmayı biz bölge olarak çok yaşamadık. Zira dere alüvyonlarında açılmış olan kuyulardan içme suyunu karşılıyoruz. Bu da yer altı suyundan geliyor. Yer altı suyunda da şimdi olumsuzluk yaşamadık lakin yüzey suları ve baraj göllerinde maalesef su ölçülerinde önemli biçimde azalmalar var.”
Prof. Dr. Ersoy, yağışsız geçen mevsimlerin beraberinde getireceği aksiliklere işaret ederek, “Ülkemizin tamamında son birkaç yıldır kuraklık yaşanıyor. Hatta datalar bize, 1990 ile 2020 yılları ortasındaki yağışın çok altında yağış aldığımızı gösteriyor. Hasebiyle kuraklığın bu biçimde devam etmesi halinde Doğu Karadeniz de olumsuz etkilenecek. Doğu Karadeniz yüksek eğimli topoğrafik yapısından ötürü kısa müddetli ve ani yağışlar sonucunda maalesef sel ve taşkınları yaşayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“YAĞIŞLAR SON YILLARDA DEĞİŞTİ”
Yağışların azalmasının taşkın ve sellere dönüşmeyeceği kanısının yanlış olduğuna dikkati çeken Ersoy, şunları kaydetti:
“Maalesef yağmur yağmıyor, sel, taşkın olmayacak değil. Tam bilakis bugün yağmur yağmıyor lakin birkaç gün sonra meydana gelecek yağışlar kısa vadeli ve ani olursa biz bunların seller ve taşkınlarla sonuçlarını görebiliyoruz. Zira artık ülkemizdeki yağışlar son yıllarda kısa periyodik ve ani yağışlar formuna döndü.
Yani mevsiminde yağan olağan yağışlar değil, bir bölgeye bir yılda düşmesi gereken yağışların birkaç saatte düştüğünü görüyoruz. Bunun sonucunda da seller ve taşkınlar meydana gelebiliyor. Hepsi birbiriyle aslında olumsuz halde irtibatlı.” (AA)